www.haberci.com

31 Mart 2010 Çarşamba

SÖZÜN BİTTİĞİ YER

Not: Çocuklar için sakıncalıdır.


Lübnan, 1982-1997
''Lübnan'da sadece askerlerin savaştığını
sanmıyorumdum. Dünyayı saran kara yüzlü teröristlerin yuvasını dağıtan İsrail ordusuna teşekkür bile etmiştim içimden.Ancak Time'a kapak olan fotoğrafta, yıkıntılar arasında kaçışan çocuklu kadın, yanıldığımı farkettirdi bana.Bu fotoğrafla, savaş kurbanlarının günahsız siviller olduğunu ''Ne olur durdunsunlar bu savaşı'' diyordu mektubunda Amerikalı bir kadın.Ya bu fotoğraf dünyanın en ünlü dergisinde kapak olmasaydı...Ya bu fotoğraf yerine, gözlerinde kin ve nefret, silahlı bir askerin fotoğrafı tercih edilseydi?

___________________________________________________

İran, 1980 - 1989
İran Beheşti - Zehra 1989 ''Cinayeti öğrendiler... Onlara öylesine
heyecan veriyorduki bu, spor olsun diye birbirlerini öldürmeye
başladılar ve savaşı buldular; en büyük adım buydu onlar için...''
Bernard Shaw


___________________________________________________

Lübnan, 1982-1997
Filistinli minik Ayşe, Falanjist milislerin kuşattığı Sabra Mülteci Kampı'nda ,
bomba patlamaları arasında doğdu. İsrail jetleri, ''Kfir'' lerin havayı yırtan
sesi ve çevresinde yükselen alevler.






___________________________________________________

İran, 1980 - 1989
Cioran'ın, ''İnsan türü ancak kendini mahvedene hayran olur.''sözü geldi aklıma. Haklı galiba.






___________________________________________________

Lübnan, 1982 - 1997
Askerin önünde, namlusunu yönlendirdiği yerde bir hedef yok.
Kendini elindeki silahıyla özdeşleştiren, elindeki silahı bir organına dönüştüren bu savaşçı, sadece aldığı haz nedeniyle ateş ediyor. Bu haz, nedenleri ve sonuçları itibariylegerçekten de korkutucu.


___________________________________________________

Lübnan, 1982-1997
İsyan, dua, yakarış, öfke...Tanrım, bu yaşlı kadının sesini duy!





___________________________________________________

Lübnan, 1982 - 1987
Bütün arzusu, zaferin başka dinlerin Tanrılarının da tanık olmasıydı.









___________________________________________________

Lübnan, 1982 - 1997
Savaşın ortasında en büyük eğlenceleri Rus ruleti oynamak.Bizim için bir mizansen düzenlediler, hemde gerçek kurşunla silahlarıyla.
Korktum. Çok şükür bir kaza olmadı. Ama ertesi gün bana poz verenin, başka bir ölüm oyunu oynarken öldüğünü öğrendim.
___________________________________________________

Lübnan, 1982 - 1997
Bugün değişik bir şey yapmaya karar verdim.Beyrut'un lunaparkına gittim. Yalnız değildim., Dürzi bir milis vardı.Onunla atlıkarınca ve çarpişan arabalara bindik. Çok mutlu oldu.Güldü, güldü...



___________________________________________________

Lübnan, 1982-1997
Belki de birkaç saat önce , o, sevgilisi gibi sarıldığı silahıyla bir can aldı. Kimbilir belki de bir kaç saat sonra, benzer bir silahla öldürülecek.



___________________________________________________

Lübnan, 1982 - 1997
Hep merak ettim:Kaçırdıkları uçağın kanatları üzerinde şov yaparken acaba ''Kanatların Üzerinde Yürünmez'' yazısına dikkat ettiler mi?



___________________________________________________

Lübnan, 1982 - 1997
Bir 'İstanbul Hatırası' gibi... Hayatıma yön veren hava korsanlarından yanlızca biri. Peki ya diğerleri? Onları meseleğe kazandırdım...








___________________________________________________

Lübnan, 1982 - 1997
Yorumsuz.





___________________________________________________

Afganistan, 1983 - 1996
Umarım, soğuk tank namlusunun bir tahtaravalli olmadığını, o tankın içinde bir asker yada paletlerinin altında ezilmiş bir ceset olmadan önce öğrenme şansı olur.



___________________________________________________

Lübnan, 1982- 1997
Savaşın izleri sadece insanlarınvücutlarına, yüzlerine ve göz bebeklerine işlemiyor. İnsanın en mahrem olanı olan mekanlar da savaştan nasibini alıyorlar. Havan mermilerinin açtığı oyuklar, roket ve mermi delikleri, binaların savaşa, '' tehlikeli ışığa'' bakan cephelerini sürrealist bir tabloya dönüştürmüş.Beyrut, dünyanın en büyük sürrealist eserler müzesi. Üstelik giriş bedava. Peki çıkış var mı ?
___________________________________________________

Lübnan, 1982 - 1997
Saleh arkadaşımdı. Bir obüs mermesinin patlaması sonucu, önce sağ gözünü, sonra aklını yitirdi.
Patlamaya neden olduğumu düşünerek, beni öldürmeye kalktı.Saleh arkadaşımdı.





___________________________________________________

Lübnan, 1982- 1997
''İnsan vicdanını savaş bölümü ve barış bölümü diye ikiye ayıramazsınız.'' Bernard Shaw



___________________________________________________

Lübnan, 1982 - 1997
Yer Hizbullah kampı, Beyrut. Güney Banliyö. Bildiğim tek şey onların artık çocuk olmadıklarıydı.







___________________________________________________


Lübnan, 1982 - 1997
Kan. O kadar alıştığımız...




___________________________________________________

Lübnan, 1982 - 1997
Yorumsuz.




___________________________________________________

Lübnan, 1982 - 1997
''Hiç bir askerden düşünmesini beklemem ben'' Bernard Shaw




___________________________________________________

Afganistan, 1983 - 1996
Karanlıktan korkarım. Bir savaş muhabiri karanlıktan korkar mı? Evet, korkar. Dolunayda süzülen bir parça ışığın aydınlattığı bir kaç insan yatıştırıyor korkumu.






___________________________________________________

Afganistan, 1983 - 1996
İnançlara her zaman saygı duydum. Ayırt etmeden birini diğerinden, hepsini kutsal saydım. Kutsal isyanlarını objektifimle ölümsüzleştirirken, ne yazık ki tanık olduğum zaferler yeni vahşetleri doğurdu çoğu zaman. Katil ve kurban değişik mekan ve zamanlarda o kadar kolay yer değiştirebiliyorlarki, onları birbirinden ayırt etmek neredeyse imkansızlaşıyor.
___________________________________________________

Filipinler, 1986
Savaşta günbatımı, bir yorgunluk anıdır.




___________________________________________________

Nepal, 1988
İdeolojilerin sonu mu ?









___________________________________________________

Romanya, 1989
Çiçek her yerde güzel, özellikle burada. Açılmaz bir mühür gibi.








___________________________________________________


Romanya, 1989
Yorumsuz.





___________________________________________________

Kuzey Irak, 1990 - 1991
Ekmek Kavgası.




___________________________________________________

Kuzey Irak. 1990 -1991
Taş masa üzerinde sıcak çorbalarını kaşıklamışlardı. Şimdi dostlarının soğuk bedenlerini yıkıyorlar.


___________________________________________________

Kuzey ırak, 1990 - 1991
Bu, '' açlığın eli''dir. Her savaşta görülür.
Bazen savaş olmasa da!






___________________________________________________


Kuzey Irak, 1990 - 1991
Göç.




___________________________________________________

Azerbaycan, 1992
Patlattığı topun gürültüsü yüzünden kulaklarını tıkayan bu askerin, bir an yaptığı işten pişmanlık duyduğunu hayal etmek istedim.



___________________________________________________

Azerbaycan, 1992
Yorumsuz.




___________________________________________________

Azerbaycan, 1992
Yanan bir binanın ateşiyle aydınlanan yüzünde, kederden başka bir şey görmedim.




___________________________________________________

Ruanda, 1994
Beziers Piskoposu, Fransa'nın güneyindeki Katoliklerin, Katharlara karşı başlattığı Haçlı Seferi sırasında şöyle der: ''Hepsini öldürün! Tanrı kendininkileri ayıracaktır''



___________________________________________________

Liberya, 1996
Bazen işimi tiksindirici buluyorum.








___________________________________________________

Liberya, 1996
Başında miğfer, gözlerinde öfke...
Yapabileceğim tek şeyi yaptım; fotoğrafını çektim.







___________________________________________________

Liberya, 1996
Uyurken bile...








___________________________________________________

Liberya, 1996
Yorumsuz.